Hukukçu Figen Çalıkuşu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘na açılan terör soruşturması ve soruşturmanın nedeni olan “terör örgütü ile irtibatlı/iltisaklı” kavramını ele alan yazısında, ” Süleyman Soylu iltisak kılıcının ucunda” dedi.
Karar gazetesi muharriri Çalıkuşu son köşe yazısında “hukukta yeri olmayan” diyerek tanım ettiği “iltisak kılıcı” nı kaleme aldı. İmamoğlu hakkında açılan terör soruşturmasına mevzu edilen “iltisak”ın, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı‘ nın FETÖ firarisi ağabeyi ile birlikte kendisine ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘ya döndüğünü vurgulayan Çalıkuşu, Soylu ve Çataklı için “insanların hayatına çökmek ismine hayatımıza yerleştirdikleri, hukukta yeri olmayan iltisak kılıcının tam menzilinde” tabirlerini kullandı.
İBB’ de var olduğu öne sürülen terör örgütü ile iltisaklı bireylerin misyondan alınması konusunda sorumlu kişinin Bakan Soylu olduğunu belirten Çalıkuşu, İBB’de olduğu pek çok soruşturmada kalkan olarak kullanılan “iltisak” kavramının bir bumerang üzere Soylu ve yardımcısı Çataklı’ya döndüğünü vurguladı. “İltisak” sözünü “hukuk dışı” olarak nitelendiren Çalıkuşu, dedi.
Çalıkuşu’nın yazısının devamı ise şu halde:
“İltisak, artık bumerang oldu, dönüp atanı vurdu.
Sadece İBB ve Ekrem İmamoğlu’nu avlamaya çalışırken dönse uygun… Bir de Süleyman Soylu’nun bakan yardımcısı İsmail Çataklı üzerinden bumerang oldu geldi iltisak…
İsmail Çataklı, insanların hayatına çökmek ismine hayatımıza yerleştirdikleri, hukukta yeri olmayan iltisak kılıcının tam menzilinde…
Peki İsmail Çataklı kimin yardımcısı? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun…
İçişleri Bakanının da iltisaklı bireyleri ihraç etme vazifesi var. Etmiş mi? Hayır…
Süleyman Soylu da insanların hayatına çökmek ismine hayatımıza yerleştirdikleri, hukukta yeri olmayan iltisak kılıcının ucunda.”
İşte Çalıkuşu’nun köşe yazısının tamamı;
Ekrem İmamoğlu’nun çok haklı olarak dediği üzere “pandoranın kutusu”artık açıldı.
İBB’de çalışan terör örgütü ile irtibatlı/iltisaklı bireyleri vazifeden almakla yükümlü kişinin Ekrem İmamoğlu olduğunu sav eden Süleyman Soylu kötü halde yanıldı.
İltisak, artık bumerang oldu, dönüp atanı vurdu.
Sadece İBB ve Ekrem İmamoğlu’nu avlamaya çalışırken dönse düzgün… Bir de Süleyman Soylu’nun bakan yardımcısı İsmail Çataklı üzerinden bumerang oldu geldi iltisak…
Hukuk literatüründe yeri yurdu olmayan, 15 Temmuz sonrası imal edilmiş olan “iltisak” kavramı, 23 Temmuz 2016’da meşhur OHAL KHK’larından 667 sayılı KHK ile hayatımıza girdi.
Ne diyordu 667 sayılı KHK:
“….meslekten çıkarma önleminin uygulanabilmesi için kelam konusu bağın yapıya, oluşuma yahut kümeye ‘üyelik’ yahut ‘mensubiyet’ formunda olması zarurî olmayıp ‘iltisak’ ya da ‘irtibat’ halinde olması da kafidir.”
“İltisak”ın nasıl keskin bir kılıç olduğunu ve de ne canlar yakacağını da birinci sefer 4 Ağustos 2016 tarihinde gördüm… Anayasa Mahkemesi bu tarihte 667 sayılı KHK’ya nazaran iki üyesini ihraç etti.
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararında “iltisak” kabulünü ve değerlendirmesini şaşırarak okuyup gördük:
Anılan yapı ile bağın “sübut” derecesinde ortaya konulması aranmamıştır. Bu türlü bir bağın Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunca (yetkili merciin) “değerlendirilmesi” kâfi görülmüştür.
Bu kanaate varılabilmesi için aşikâr bir tıp kanıta dayanma mecburiliği öngörülmemiştir.
Bu kanaatin hangi konulara dayanılarak oluşacağı Genel Şuranın salt çoğunluğunun takdirine bırakılmıştır.
Sonuçta, Anayasa Mahkemesi, hukukun temel prensipleriyle taban tabana zıt bu müthiş kabullerine dayanarak, “sosyal etraf bilgisi” ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin vakit içinde oluşan “ortak kanaatlerine” nazaran ihracı istenen iki üye hakkında “anılan yapı ile meslekte kalmalarıyla bağdaşmayacak nitelikte bağlarının olduğu değerlendirilmiştir” kararını verdi.
“Sosyal çevre” ve “kanaat”… Bu kadar… İspat aranmıyor.
Buna nazaran her kurum da “sosyal çevre” ve “kanaate” nazaran çalışanlarını
ihraç etti. On binlerce insanın masumiyet hakkı tek bir karar ile yok edildi. Artık bu dehşetli kararın menziline iktidardakiler de giriyor.
İsmail Çataklı, İçişleri Bakan Yardımcısı… Kardeşi kimmiş; Osman Çataklı… Basında yer alan ve İsmail Çataklı’nın da kısmen kabulü taşıyan beyanlarına nazaran FETÖ ile iltisaklı listelerde ismi varmış, Mali’de bulunan FETÖ okullarının kurucusu imiş.
Sosyal etraf var mı? Ötesi de var… Kardeşler…
İsmail Çataklı, insanların hayatına çökmek ismine hayatımıza yerleştirdikleri, hukukta yeri olmayan iltisak kılıcının tam menzilinde…
Peki İsmail Çataklı kimin yardımcısı? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun…
İçişleri Bakanının da iltisaklı bireyleri ihraç etme vazifesi var. Etmiş mi? Hayır…
Süleyman Soylu da insanların hayatına çökmek ismine hayatımıza yerleştirdikleri, hukukta yeri olmayan iltisak kılıcının ucunda.
On binlerce insanı zalimce biçti bu iltisak kılıcı. Ne beraat kararı tanıdı ne takipsizlik kararı…
Bank Asya’dan maaş aldıkları için terör örgütü üyesi sayılıp on yıl altı ay ceza alan beşerler biliyorum. Hala cezaevindeler.
Telefonunda bir bayram bildirisi olduğu için iltisaklı sayılarak ihraç edilenler var…
Beraat kararı olan ve hakkında çalıştığı kurumun soruşturma raporu bile olmayan lakin iltisaklı sayılanlar var.
Hepsinden geçtim; haksız hukuksuz iltisak uydurmasına dayanamayıp canına kıyanlar var…
İnsanların hayatını mahveden o iltisak, artık bumerang olup geri dönüyor…