Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da “Hemşeri Dernekleri Buluşması” programında konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tipi için dayanak isteyen Erdoğan, “Hemşehri dernekleri olarak çok daha yüksek iştirak bekliyorum. Sonuçlar belirli olana kadar sandıklara sıkı sıkıya sahip çıkmamız gerekiyor. Rehavet olmaz. ‘Ya biz esasen birinci çeşitte bunu kazandık’… Aman ha! Zafer sarhoşluğu içerisinde yola devam edemeyiz. Çok çalışacağız” diye konuştu.
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 300 milyar dolar dış kaynak getirme vaadine değinen Erdoğan, “Londra’nın tefecilerinden borç alacaklarmış. Bay bay Kemal onlar sana delikli kuruş bile vermezler. Onlar kime borç vereceklerini de çok yeterli bilirler” dedi.
“Ülkemizin en büyük ekonomik ortağı Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılarak Batı ne istiyorlarsa onu yapacağız dediler” diyen Erdoğan, “Bay bay Kemal Batı’nın ne istediği değil, Türkiye ne isterse biz onu yaparız. Biz ne güne duruyoruz yahu. ‘Batı ne isterse biz onu yapacağız’… Lafa bak, anlayışa bak, başa bak. Bu türlü bir şey bizim asla siyaset kitabımızda yer almaz” tabirlerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Rece Tayyip Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:
‘İKTİDAR OLMAK ATEŞTEN GÖMLEK GİYMEKTİR’
“Siyaset çetin bir imtihandır, hele iktidar adete ateşten gömlek giymektir. Biz ise siyasette neredeyse yarım asırdır milletimizin huzurundayız. Birebir biçimde 21 yılı bulan iktidarlarımız boyunca onca sınamadan geçtik. Bugün alnı ak bir biçimde karşınızda durabiliyoruz. Bunun sırrına ermek isteyenlerin evvel milletimizle, sizlerle aramızdaki gönül bağını idrak etmesi gerekiyor. Aramızdaki muhabbeti anlayamayanların her mağlubiyet sonrası millete hakaret etmeleri yalnızca kendi karakter fukaralıklarını gösterir.”
‘SEÇİM GECESİNİN AKABİNDE YAŞANANLARI GÖRDÜNÜZ’
“Seçim gecesinin akabinde yaşananları sizler de gördünüz. Hepsi bir yana yalnızca depremzedelere yapılan saygısızlık bile bunların kabahat hanesini ağzına kadar doldurmaya kâfi.
Biz depremzede kardeşlerimiz için geceli gündüzlü çalışırken bunlar ne yaptı? Yürüttükleri küçük çalışmaları büyütüp reklam materyali haline getirmek dışında bunlar ne yaptı? Sarsıntı yıkıntıları önünde turistik fotoğraflar çektirmek, milletin acısını umursamadan gösteri yapmak dışında bunlar ne yaptı?”
‘BİZ YARALARI SARIYORUZ, ONLAR OLMASA DA OLUR’
“Hadi bir işe yaramamalarını anladık, biz tüm kurumlarımızla, belediyelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla depremzedelerimizin yaralarını aslında sarıyoruz. Onlar olsa da olur olmasa da olur. Pekala seçimden sonra utanmadan, arlanmadan depremzede kardeşlerimize bırakınız siyasete, ahlaka, insanlığa sığmayacak hakaretler etmelerine ne diyeceğiz? Bunların gerçek yüzü işte bu.”
‘FAŞİZM BUNLARIN RUHUNA SİRAYET ETMİŞ’
“Siz onlara tabi olursanız, kendi tabirleriyle tıpış tıpış gidip oyunuzu verirseniz ne ala. Yok kendi iradenizle farklı bir karar verirseniz, dünyayı başınıza yıkar, etmedik hakaret, etmedik densizlik bırakmazlar.
Faşizmin bunların ruhuna sirayet etmiş. Gerçi bölücü örgütler, FETÖ’cülerle, tefecilerle, global medyayla, emperyalistlerle yol yürüyenlerden öteki ne beklenebilir ki? Bunlar talimatı Kandil’den alıyor, terör örgütünün kentteki uzantılardan. Biz talimatı nereden alıyoruz? Allah’tan ve milletten. Bizim çizgimiz bu. Öteki bir çizgi yanımıza yaklaşamaz.”
‘DEFNE’DE HASTEMİZİ YAPTIK, KİMİN NE OY ALDIĞINA BAKMAYIZ’
“Defne’de CHP yüzde 80 oy aldı, biz yüzde 20 daha da düşük olabilir. Lakin biz hastaneyi yaptık, onlara karşın yaptık. Pazar günü de inşallah açılışını yapacağız. Zira biz kime ne kadar oy çıkmış buna bakmayız. Biz ‘İnsanların en iyisi insanlara en çok yararlı olandır’ kararı gereği hareket ediyoruz.
Milletimiz 14 Mayıs’taki iradesiyle hangi maskeyi takarlarsa taksınlar, hangi takiyeyi yaparlarsa yapsınlar bunların gerçek yüzünü gördüğünü bir defa daha ispatlamıştır. Biz en başından beri milletimizin verdiği her kararın başımızın üstünde yeri var dedik. Pekala bunlar ne dediler? ‘Yıkacağız’ dediler. Bizim ülkemize kazandırdığımız yapıtları yıkacaklar.”
‘BENİM POLİSİM, ASKERİM SANA BU TÜRLÜ BİR FIRSATI VERMEZ’
“‘Geri çekileceğiz’ dediler. Nereden geri çekilecekler? Türkiye’nin hudutlarını terör örgütlerinden korumak için kurduğu güvenlik koridorlarından çekilecekler, başa bak. Benim polisim, askerim zannediyor musun sen, bu türlü bir fırsatı bulduğunda sana müsaade edecek. Ne polisim ne jandarmam ne askerim sana bu türlü bir fırsatı Allah’ın müsaadesiyle bu türlü vermez.
Cezaevindeki PKK’lıları, FETÖ’cüleri, Gezicileri, Selo’yu hür bırakacaklar. Bu ülke hukuk devletiyse, bu ülkede hukuk varsa Allah’ın müsaadesiyle biz de işin başında olduğumuz sürece adalet, hukuktan diğer hiçbir düzenek çalışmaz ve en ufak bir adım da atılmaz.”
‘LONDRA’NIN TEFECİLERİ KİM BORÇ VERECEĞİNİ BİLİR, SANA VERMEZLER’
“Bu ülkede, millete, kamuda, siyasete, sivil toplum hizmetinde bulunmuş kim varsa onların yakasına yapışacaklar. ‘Borç alacağız’ dediler, kimden borç alacaklar? Asırlardır bu ülkenin iliğini, kemiğini sömüren bizim 10 yıl evvel tüm alakayı kestiğimiz tefecilerden borç alacaklar. Londra’nın tefecilerinden borç alacaklarmış. Bay bay Kemal onlar sana delikli kuruş bile vermezler. Onlar kime borç vereceklerini de çok uygun bilirler.”
‘F-16, F-35’LERLE İLGİLİ ADAM ÜZERE DURDUK’
“‘İlişkilerimizi yine düzenleyeceğiz’ dediler. Bir taraftan Rusya’ya saldıracaksın, öbür taraftan ilgilerimizi tekrar düzenleyeceğiz dediler. Ne dedi Rusya’nın sözcüsü, ‘İspat et’ dedi. Zira siyasette bu türlü bir yolda olan insan bu tıp gafı yapmaz. Biz Batı’nın bütün ülkeleriyle de görüşürüz, Amerika’yla da, Rusya’yla da, Çin’le de görüşürüz. Hepsiyle görüşmelerimizi yaptık lakin Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı olarak yaptık. Hiçbirini dışlamadık.
Amerika ‘S-400’leri geri ver’ dedi. Biz ‘Hayır’ dedik. Siz Patriot’ları verseydiniz, vermiş olsaydınız zati bu yola tevessül etmeyecektik. F-16, F-35’lerle ilgili adam üzere durduk ve duruşumuzdan taviz vermedik.”
‘LAFA BAK, BAŞA BAK’
“Ülkemizin en büyük ekonomik ortağı Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılarak Batı ne istiyorlarsa onu yapacağız dediler. Bay bay Kemal Batı’nın ne istediği değil, Türkiye ne isterse biz onu yaparız. Biz ne güne duruyoruz yahu. ‘Batı ne isterse biz onu yapacağız’… Lafa bak, anlayışa bak, başa bak. Bu türlü bir şey bizim asla siyaset kitabımızda yer almaz.”
‘SANDIKLARA SAHİP ÇIKACAĞIZ, REHAVET OLMAZ’
“Hemşehri dernekleri olarak çok daha yüksek iştirak bekliyorum. Sonuçlar aşikâr olana kadar sandıklara sıkı sıkıya sahip çıkmamız gerekiyor. Rehavet olmaz. ‘Ya biz esasen birinci tıpta bunu kazandık’… Aman ha! Zafer sarhoşluğu içerisinde yola devam edemeyiz. Çok çalışacağız, ben size inanıyorum, size güveniyorum. Bizi hiçbir uğraşımıza yalnız bırakmadınız.” (HABER MERKEZİ)