İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Maraş merkezli sarsıntılarda hayatını kaybedenlerin sayısının 50 bin 783’e yükseldiğini açıkladı. Soylu, vefat edenlerinin 7 bin 302’sinin göçmenler olduğunu söyledi.
Emniyet’teki yeni yapılanma tezlerini kıymetlendiren Soylu, husus hakkında ‘Orada değerli bir yapı yakaladık. Bu yapıda hiç rastlantısal olmayan ilgileri gördük’ dedi.
Katıldığı CNN Türk yayınında gündeme dair açıklamalarda bulunan Soylu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
BİZ BUNLARI SEÇİM OLAYLARI OLARAK KIYMETLENDİRİRİZ: Türkiye bir huzur ortamında bayramını devam ettiriyor. Büyük afet yaşandı. Sarsıntının başından itibaren 65 gün kesintisiz kaldık. 81 valimiz orada afetzede vatandaşlarımızla bayramlaşma yapıyor. Doğal olarak bir de seçim var. Seçimde olaylar olur. Bu muhtar seçiminde de olur genel seçimde de olur. Seçime 22 gün kaldı. 69 olay oldu. GÜZEL Parti’nin akın olarak nitelediği olayda kanıtlar var, kanıtların tek bir tarafı yok. Tansiyonu yükseltecek açıklamalarda bulunursanız herkesi ilgilendiren, itham eden sonuçlarla karşı karşıya kalınır. İYİ Parti’nin başkanı çıktı, “Ben buraya muhafaza almadan geldim” dedi. Herkes müdafaasız geziyor esasen. Tüm toplumu germeye çalışılan süreç yaşandı. Öteki bir hale taşındı olay. Biz bunları seçim olayları olarak kıymetlendiririz. Bunu siyaset yükseltmez. Bahçelievler’deki atak sonrası sağ duyulu açıklama yapıldı. Kan davasına dönüştürücü açıklamalar olursa olay yükselir. Dünyanın her yerinde bu türlü olaylar oluyor. Dün akşamki olay son devirlerdeki karşı karşıya kaldığımız organize kabahat örgütlerinin yaptığı olaylardan. Buna misal bir olay olarak görüyorum. Kasklı olur, elinde silah olursa birileri tarafından yaptırılmış olay olabilir. Problemin her türlü boyutuna bakmak lazım. Hem İstanbul Emniyeti, hem savcılık işin peşinde. 2021 ve 2022’de faili meçhul yoktur. Bütün cinayetler çözülmüştür. Polis ve jandarma teşkilatının geldiği nokta üst seviyededir. Zelzele sonrası seçim sürecine girdiğimiz için tansiyon çok yüksek düzeyde ilerlemiyordu. Ta ki UYGUN Parti’ye isabet eden mermi olayına kadar. Tansiyonun muhakkak bir düzeyde ilerleyeceğini düşünüyoruz. Güvenlik ünitelerimiz 8 bölgeye gittiler ve seçimler öncesi, seçim günü ve seçim sonrası için 3 farklı önlem alınacak. Gerekli tüm önlemleri alan bir süreci yürütüyoruz. Seçimin huzurunu alt üst edecek birkaç asayiş olay dışında olayla karşılaşmış değiliz.
AVRUPA’NIN BİZİM ÜZERE KOMŞULARI YOK: Türkiye turizm açısından rekor kırdı. İhracatta rekor kırdı. Geçen yıl Doğu ve Güney Doğu’da üniversite öğrencisi açısından rekor kırdı. Kış turizminde rekor kırdık. Türkiye tarihinin en hoş günlerini yaşıyor. Avrupa’nın kaçak göçmen tasası yaşadıklarını hepimiz biliyoruz. Avrupa’nın bizim üzere komşuları yok. Bizim otoritesi olmayan komşularımız var. Buna karşın Türkiye kendi istikameti açısından değerli adımlar atıyor. Seyahat olaylarını yaşamış ve takılıp kalmamış. İstanbul Havalimanı’nı yapmayın diyorlar. Erdoğan’ın İstanbul Havalimanı’nı, Kuzey Marmara Otoyolu’nu yapmadığını düşünelim. Yavuz Selim Köprüsü’nün olmadığını düşünelim. Burası İpek Yolu’nun kalbi olacak. Bütün maliyetlerle karşı karşıya kalmasına karşın, Türkiye bu maliyeti ödedi. Mahallenizdeki konutların, okulların yıkıldığını yakıldığını düşünsenize. Türkiye 2012’de Seyahat olaylarından sonra yatırımların kesilmesi için bir dizi olaylarla karşı karşıya kaldı. Bir de dünyanın elinde olmayan salgın eklendi. Dünyanın en büyük göç dalgası ile karşı karşıya kaldık. Bunun her türlü maliyeti var. Amerika, yanı başımızda terör devleti kurmak istiyor. Bu terör devletini kurduğu andan itibaren maliyeti var. Tedbir alıyoruz. Buna karşı 4 büyük operasyon yaptık.
BİR AMERİKALI OLSAM BU HALE ÜZÜLÜRÜM: Amerika kalkmadan bu risk kalkmaz. Afganistan’ı ne hale getirdi. Bir Amerikalı olsam bu hale üzülürüm. Beşerler uçakların tekerlerinden sarktı. Irak’ın kendisini toparlaması, Suriye’nin kendisini toparlaması kolay bir olay değil. Kalıcı maliyetler var. Bu kolay bir iş değil. Amerika uzun vakitten beri terör devletini kurmak istiyor. 40 yılı aşkındır Türkiye gayretini veriyor. 86 tane dağlarda terörist kalmış. Türkiye bunun uğraşını veremeyecek mi… Dün Hakkari’deydim, orada Kato Marinos bölgesi terör örgütünün lojistik bölgesiydi. Biz Kato’ya operasyon yaptığımızda yüzlerce terörist vardı. Oranın lojistik kaynağı transferini engelledik. Hem lojistik hem insan kaynağı transferini kestik. Şu anda orası bizim çinko ithalatımızı gerektirmeyecek madene sahip. Şırnak bir petrol kenti haline geliyor. 6 milyon insanı terör koridoru olarak nitelenen bölgede barındırıyoruz. Orada bu insanların tutulmadığını düşünün. Ya bu beşerler öldürülecek, mahpusa konacak ya da Türkiye’ye gelecekler. Türkiye iktisadını buna karşın ayakta tuttu. Türkiye baş karışıklığı yaşasa 6-8 Ekim olaylarından sonra diğer şeyler olabilirdi. 450 yatırımcı Diyarbakır organize sanayi sitelerinde sıra bekliyor yatırım için. Yalnızca 2023’te 31 terör olayı engellendi. PKK, fark etmeksizin Kürt’üne de Arap’ına da hareketlerini yaptırabiliyor. Onlarca olayı yakalıyoruz. Fransa, Amerika ve Avrupa’nın öteki ülkeleri burada eğitim veriyorlar.
BU ÇİZGİSİ KAYBEDERSENİZ TÜRKİYE’NİN BÖLÜNMESİ BAŞLAR: Avrupa, PYD’yi destekliyor. ‘Biz onları terör örgütü olarak görmüyoruz’ diyorlar. Yüzlerce tırlık yardım yaptılar. Türkiye, tek bir vatandaşı da kalsa bu devleti kurdurmaz. Bunun bugünün işi olduğunu düşünürsek yanılırız. Siz bu sınırı kaybederseniz Türkiye’nin bölünmesi başlar. İki büyük dayanak var, biri fiili takviye biri örtülü dayanak. En büyük dayanağı Amerika ve Fransa veriyor. Biz Amerika’ya karşı bir bağışıklık sağladık. Bu ülkenin cumhurbaşkanını öldürmeye çalıştılar. Uçağının nereden gittiğini açığa çıkardılar. Garip Fransa’nın nerede bir bağışıklığı olacak. Avrupa Birliği iki lider vekilinden biri, hoş bir kelam söyledi. ‘Kral çıplak’ dedi. ‘Biz ticaretimizi Çin’e, gücümüzü Rusya’ya güvenliğimizi ABD’ye bağladık’ dedi. Türkiye’nin bugünkü durumuna ‘tam bağımsızlık’ deniyor. Siz gücünüzü bağımsızlaştırırsanız, havalimanınızı yaparsanız, köprülerinizi yaparsanız bu tam bağımsızlık yolunda attığınız adımlardır. Kanada bize ambargo koymuştu. Amerika bize ambargo koydu. Türkiye’yi kısıtlamaya çalıştılar. Bunlar birbirlerinin maskelerini çaldılar. Aşı vermediler. Bir kendimize bakalım bir de onlara bakalım. Biz bugün Afrika’da varız. Hem güç yataklarını hem insanları sömürmüşler.
MADEM İNANÇSIZ BİR ÜLKE BU KADAR TURİST NASIL GELDİ?: (Liderlere yönelik güvenlik önlemi) Bu hususta bir iki beyanat oldu. Birinci beyanatı yapanı biz emniyete çağırdık. Kendisini de tanırım. ‘Ben sağdan soldan duydum’ dedi. Ana muhalefet partisinin yönlendirdiği bir kişi bu. Siyasetin sorumluluğunu taşıması gereken bir alan bu. Kılıçdaroğlu ‘beni dinliyorlar’ dedi. Motamot Suriye üzere, motamot Irak üzere Türkiye’nin otoritesini zedelemek istiyorlar. Türkiye terör örgütleri ile uğraşıyor. Etrafındaki bu ateş çemberine karşın güvenliği en üst seviyede tutmaya çalışıyoruz. Kılıçdaroğlu ‘Türkiye inançsız ülke’ dedi. Madem inançsız bir ülke bu kadar turist nasıl geldi?
TÜRKİYE DIŞ SİYASETİNDE KIYMETLİ BİR NOKTAYA GELDİ: Yunanistan bilhassa gerilen bağları düzeltmek istiyor. Bakanları geldi, daima birlikte konuştuk. Sayın cumhurbaşkanımız onlara farklı bir jest daha yaptı. Onların istediği bir jestti. Biz bağlantıların gerilmesini istemeyiz. Ancak onlar da okyanus ötesinin siyasetlerine geliyorlar. Lakin biz onlara açık ve net konuşuyoruz. Şeffaf konuşuyoruz. Türkiye dış siyasetinde kıymetli bir noktaya geldi. Karnından konuşan Türkiye yok artık. Yunanistan’la ilgili ilgilerini de bir noktaya taşımak istiyor. Dışişleri Bakanımız da olumlu siyasetler izliyor. Türkiye sağ duyulu siyaset izliyor. Lavrio sıkıntısını izliyoruz. Benim de takibimde. O heyetin içinde bizim arkadaşlarımız da var. Terör sıkıntısı olduğu için. Şimdi o kademeye gelinmiş değil. Beklediğimiz alanlarda atılmış adım yok.
DEPREMLERDE CAN KAYBI 50 BİN 783: Şu ana kadar hayatını kaybeden, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından vefat tescili yapılan kişi sayısı şu an 50 bin 783. Bunlar nüfus tescili yapılanlar. Kimliklendirme çalışmaları devam edenlerin toplamı ise 985. Şu anda bu 985’in içerisinde de kayıp olarak arananlar var. Yani aileleri müracaat etmişler ‘Ben hala bulamadım’ diye. Büyük oranda bu sayının içindedir bunlar. Kayıp müracaatı şu anda toplam 297. Bunların 30’u 0-6 yaş, 20’si 7-12 yaş, 36’sı ise 13-17 yaş aralığında. Kayıp olanların 86’sı çocuk. Öbürleri de erişkin. 57 bin enkazın 50 bini bitti 11 bölgede. Onun da büyük kısmı Hatay’da. Bayrama kadar bitireceğimizi söylemiştik. Onun da büyük kısmı Hatay’da. Acil yıkılacak binaların tamamı bitti. 10 gün içerisinde de ağır hasarlı binaların yıkımına başlıyoruz.
BÜTÜN GÜVENLİK RADARLARINI AÇMIŞ DURUMDAYIZ: (Deprem bölgesinde seçim güvenliği) YSK ve Adalet Bakanlığı ile takip ediyoruz. YSK bizden seçimin güvenliğini talep eder. Oy kullanma öncesi hazırlıkların yapılmasını ister. Okulun dış güvenliğinin alınması istenir. Biz bunu sağlarız. Oy torbalarının sandık liderleri tarafından getirilmesinde güvenlik tedbirlerinin alınması istenir. Biz bunların hepsini sağlarız. Bu benim İçişleri Bakanı olarak 6. seçimim. PKK, insanlara baskıyla oy kullandırttı. El altından son 3-4 gece evvel gidip siyasi baskı yaparlar. ‘Seni biliyoruz’ diye baskı yaparlar. Bütün güvenlik radarlarını açmış durumdayız. Köylere kurduğumuz konteynerleri almayacağız, köylerimizde kalacak. Farklı emellerle kullanabilirler. Afet bölgesine seçimlerle ilgili de konteyner yaptırıyoruz. Kritik yerler Hatay Antakya ve Defne. Antakya’nın 3’te 2’si yok şu an. Dağın eteklerinde bulunan mahallelerde hayat devam ediyor. Seçimler için her türlü önlemi düşünüyoruz.
BEN KIZILAY ÇOCUĞUYUM: Buna sarsıntı demek ne kadar gerçek bilmiyorum Sarsıntıyla tanımlandıramayız. Afet bölgesine gidenler karşı karşıya kalınan nasıl bir büyük afet olduğunu görüyor. Elbette ki tüm kurumlara yönelik her şeyi sorgulamak kolay bir şey. Ben Kızılay çocuğuyum. Babam Kızılay’cıydı. Ben 19 yaşındayken Kızılay delegesiydim. Kızılay’ın ne büyük çaba ettiklerini gördüm ben. Kızılay bizim çadır aldığımız kurum. Kendi ismine çadır da biriktirir Kızılay. 60 binin üzerinde çadır stoku vardı, bunu çektik biz. Tıpkı vakitte Kızılay’ın üreticiliği de kelam bahsidir. Kızılay’ın taşınabilir mutfakları, aş meskenleri var. Kızılay bizim vazgeçemeyeceğimiz bir kurumdur. Kızılay bir aile. Kendi kurumlarımızı heba etmemeliyiz.
FAHİŞ KİRA ARTIRIMI YAPANLAR İÇİN SÜREÇLERİMİZE BAŞLADIK: Bugüne kadar 1 milyon 719 bin haneye 10 bin liralık nakdi yardımda bulunduk. Taşınma yardımı yaptık. Şehit olan vatandaşlarımızın ailelerine de yardım yaptık. Şu ana kadar 80 bin konteyner kuruldu. 200 bine çıkaracağız bu sayısı. Kamu kurumunda çalışana da konteyner kuruyoruz. Orada hayatı olağana döndürmemiz lazım. Kira yardımına da arefe öncesi başladık. 3 ila 5 bin lira ortasında kira yardımı yapıyoruz. Fahiş kira artırımı yapanlar için de süreçlerimize başladık. Vatandaşlarımız karakollara, kaymakamlıklarımıza, 112’ye, CİMER’e bildirdikleri andan itibaren inceleme yapılacaktır.
TESADÜFİ OLMAYAN ALAKALARI GÖRDÜK: (Emniyette yeni yapılanma iddiaları) Orada değerli bir yapı yakaladık. Bu yapıda hiç rastlantısal olmayan münasebetleri gördük. Yeni bağları gördük. 20 kere kabahat işleyip ihraç edilmesi gereken şahısların FETÖ ile ilgili olduğunu, bunun için diğer idari düzeneklerin kurulduğunu gördük. Savcılıklarımıza intikal ettireceğiz.
KILIÇDAROĞLU TÜM KÜRTLERİ ZAN ALTINDA BIRAKIYOR: Muhatap Kemal Kılıçdaroğlu. Bir kelam söylüyor kendisi. Bu kimin lisanıdır. Bunu kim söylüyor uzun yıllardan beri. Bunu PKK söylüyor. Kürtleri terörize etmeye çalışan çizgi PKK-HDP çizgisidir. Zira bu işine geliyor. Ne kadar bu lisanı hakim kılarsa kendi tabanını güçlendirecek. Biz PKK’yı enkaz haline getirdik. Artık ne yapmış Hakkari’de hiçbir çocuğumuz tıp fakültesini kazanamazken 86 çocuğunuz tıp fakültesi kazandı. 6-8 Ekim olaylarında meskenler yakılıp yıkıldı. Yenileri yapıldı. Bütün bu konutlarda kendi vatandaşlarımız oturuyor. Onlar bizim kardeşimiz. 85 milyon kardeşiz. Bu lisanı kullanmak ana muhalefet önderine yakışır mı. Kendisini temizlemek için açığa çıkarmak için söylediği, bütün Kürtleri zan altında bırakan açıklamadır. HDP siyasi parti olarak bedellendiriliyor lakin Diyarbakır annelerinin nezdinde o denli değil. Seçime giremedi. Diyarbakır anneleri sokmadı seçime. Pekala kimi destekliyor? Apaçık… Kundaktaki bebek de biliyor ki PKK, Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. Bese Hozat’tan tutun Karasu’ya kadar Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. Kılıçdaroğlu kendisini kurtarmak için bütün Kürtleri bir kategoriye koyuyor. Erdoğan’dan evvel Kürt kardeşlerimiz ‘ben Kürdüm’ diyemiyordu. Tarihin bize emanet ettiği kardeşliğin gerekenlerini yerine getirdi Erdoğan. Bu devlet itina ile davrandı. Biz orada 6-8 Ekim olayları eğitimi, sıhhati, hayvancılığı engelledi mi? Artık öğretmen gidiyor mu? Doğu Ekspresi’nde bir tane boş yer yok. Şırnak’a öğretim üyesi gidiyor, profesör gidiyor. Lice’ye gittim, artık orada dokumacılık fabrikası kuruyoruz. Bir taraftan Mardin’de, bir taraftan Şırnak’ta iş yerleri açılıyor. Beşerler kendi lisanlarını istedikleri üzere kullanıyor mu? Seçmeli ders olarak lisanlarını öğrenebiliyorlar mı? Sayın Kılıçdaroğlu’na tavsiyemiz PKK enkazını kaldırmasınlar. Bu siyasi açıdan tehlikeli bir şeydir. Bugün PKK’nın HDP’nin adayı muhakkaktır, Kılıçdaroğlu’dur. Operasyonlarımızın bitirilmesine yönelik önemli bir lisan var. FETÖ’de 15 Temmuz darbesini yapanları devlete döndürecekler, koruculuk sistemi kaldıracaklar. 110 binin üzerinde ihraç edilenlerin 80 bine yakını mahkeme kararı ile terör iltisakı tespit edilmiştir. Onları döndürecekler. Devlete FETÖ’yü yine döndürecekler.
BEN DİNDARIM DA DİYEMİYORDU: Bu ülkede beşerler nasıl ben Kürdüm diyemiyorsa ben dindarım da diyemiyordu. Erdoğan büyük bir özgürlük havzası getirdi Türkiye’ye. Avrupa’nın kendi değerlendirmeleri kapsamında özgürlüğü kelam mevzusudur. Bana Alman içişleri bakanı “Süleyman, biz demokrat ve özgür bir ülkeyiz lakin Alman polisi aptal değildir” dedi. TİP Kandil’in onayı ile Meclis’e girmişti. PKK’nın onayı ile HDP listelerine girmişlerdir.
BUGÜNE KADAR NEDEN SÖYLEMEDİN?: Ne dedi Kılıçdaroğlu, ‘Ben Hak Muhammed Ali’nin yolunda gidiyorum’ dedi. Eline, beline, lisanına bağlı olan bir kişi, bu ülkenin askeri jandarması uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor der mi? Çocuk katili ile paydaşlık yapar mı? Burada da bir samimiyetsizlik var. Seçim için her şeyi mubah görmek anlayışı var. Bugüne kadar neden söylemediniz kardeşim. Biz yıllarca ticari hayatın içindeydik. 80’lerin sonunda Beşiktaş’ta arkadaşlarımızla iş kurmuştuk. Sonra sigortacılık işine girdik 95’te. 20 bine yakın müşterim oldu. Erdoğan iktidara geldikten sonra o müşterilerin bir kısmının Alevi olduğunu öğrendim. Doğuda vazifesini muvaffakiyet ile yapan kahraman bir emniyet mensubu arkadaşımız Alevidir, babası da dededir. Bir kişi ona demiş ki, Alevileri emniyet müdürü yapmazlar demiş, o da ‘Ben Aleviyim, babam da dede hatta’ demiş. Ermeni vakıflarının seçimine 5 bine yakın iştirak oldu. Bizim oluşturduğumuz iklimin yansımasıdır bu. Birinci kere Süryani Kilisesi yapılıyor. Süryani tarihinde birincidir bu. Türkiye bu iklimi ve atmosferi oluşturmuş. Bir taraf Türkiye’yi bölmeye, Türkiye’yi tahrik etmeye çalışıyor. Türkiye’deki fay çizgilerini biliyoruz. Yabancılar bunlara dokunuyor. Alevi Bektaşi Kurumu’nu kurduk. Bu kurumun şu anda bir lideri var. Bilhassa Türkiye’deki Alevi Bektaşi Kurumu Türkiye için değerli bir adımdır. Daire başkanlığının üstünde kurum oluşturuldu. Cem konutlarını gezdik; talepleri ne ise bu taleplerin yüzde 90’ını tamamladık.
BİZİMKİ BÜYÜK BİR DAVA: Misyonumuzun gereği çok büyük yüzleşmelerle karşı karşıya kalıyoruz. Birçok defa haksızlığa uğruyoruz. Kendi eksikliğimiz olabilir mi, olabilir. İnsanız sonuçta. Bizim yaptığımız sıkıntıyı yalnızca siyasi olarak düşünmemek lazım. Bizimki büyük bir dava. Biz düşünürken yalnızca kendi insanlarımızı değil bütün insanlığı düşünüyoruz. Bu yol içinde bu anlayışı, bu davayı ufak tefek şahsî telaffuzların üzerinden değerlendirirsek temel içinde bulunduğumuz sıkıntıyı anlamamış oluruz. İHA’lar da bunu bir modülüdür. Yarısı Sizden Yarısı Bizden kampanyamız da bunun bir modülüdür.
BİLMEDİĞİMİZ BİR YABANCININ TÜRKİYE’DE OLMASI RİSKLERİ DOĞURUR: Bunlar çok manipüle edilen şeyler. Türkiye’nin jandarması polisi var. herkesin biyometrik bilgileri var. 10 bin kişi geldi ise 8 binini parmak müsaadeden bulduk. Bu hususları âlâ yöneten bir Türkiye var. Dışarıdan bilmediğimiz bir yabancının Türkiye’de olması riskleri doğurur. 3 milyon 411 bin Suriyeli kardeşimiz yaşıyor. 2015 yılında günde 9 bin kişi geçiyordu. 2016’da Avrupa ile mutabakat yaptık. Hepsini yerine getirdik ancak Avrupa birçoğunu yerine getirmedi. Biz onu yaptıktan sonra, 2016’dan sonra 551 bin Suriyeli göçmen kendi isteği ile ülkesine döndü. Birçoğu BM nezaretinde döndü. Türkiye 856 bin 723 kişi 2015’te Avrupa’ya geçmiş. Alarm verdiler. 173 bin kişi 2016’da geçmiş. Bunlar yalnızca denizlerden geçenler. Bir de deniz ve kara toplamı var. 2015 prestijinden denizlerden 1 milyon 212 bin 235 kaçak göçmen Avrupa’ya geçmiş. Batı Balkan rotasından 213 bin kişi 2022’de geçmiş 27 bini denizden 180 bini karadan geçmiş. Türkiye 2016’dan beri 455 bin göçmeni gönderdi. Geçen yıl deport ettiğimiz göçmen sayısı 135 bin. (HABER MERKEZİ)